SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

ZİKİR DUA TEVBE VE İSTİĞFAR BAHSİ

<< 2730 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

83 - (2730) حدثنا محمد بن المثنى وابن بشار وعبيدالله بن سعيد (واللفظ لابن سعيد). قالوا: حدثنا معاذ بن هشام. حدثني أبي عن قتادة، عن أبي العالية، عن ابن عباس؛ أن نبي الله صلى الله عليه وسلم كان يقول عند الكرب "لا إله إلا الله العظيم الحليم. لا إله إلا الله رب العرش العظيم. لا إله إلا الله رب السماوات ورب الأرض ورب العرش الكريم".

 

{83}

Bize Muhammed b. Müsennâ ile İbni Beşşar ve Ubeydullah b. Saîd rivayet ettiler. Lâfız İbni Saîd'indir. (Dedilerki): Bize Muâz b. Hişam rivayet etti. (Dedikî): Bana babam, Katâde'den, o da Ebû'l-Âliye'den, o da İbni Abbas'dan naklen rivayet etti ki:

 

Nebiyyullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sıkıntı anında:

 

"لا إله إلا الله العظيم الحليم. لا إله إلا الله رب العرش العظيم. لا إله إلا الله رب السماوات ورب الأرض ورب العرش الكريم".

 

«Azîm Halîm olan Allah'dan başka ilâh yoktur. Büyük arşın Rabbi olan Allah'dan başka ilâh yoktur. Göklerin Rabbinden, yerin Rabbinden ve kıymetli arşın sahibi olan Allah'dan başka ilâh yoktur.» dermiş.

 

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------

Bu zikirin Türkçesi tam karşılığı değil, bu yüzden Arapça olarak ezberlemeniz daha iyi olacaktır. Eğer Arapça ıkumayı bilmiyorsanız, latin harfleriyle arapçası şöyledir:

[La ilahe illallahu'l-Azimu'l-Halim , La ilahe illallahu Rabbu'l-Arşi'l-Azim , La ilahe illallahu Rabbu's-semavati ve Rabbu'l-ardi ve Rabbu'l-Arşi'l-Kerim.}

 

Dikkat Latin harfleri Arapça harfleri telafuza yetmez, bu nedenle en yakın zamanda Arapça okumayı öğrenmeniz menfaatinizedir.

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------

 

 

83-م - (2730) حدثنا أبو بكر بن أبي شيبة. حدثنا وكيع عن هشام، بهذا الإسناد. وحديث معاذ بن هشام أتم.

 

{M-83}

Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dedikî): Bize Veki' Hişâm'dan bu isnadla rivayet etti. Ama Muâz b. Hişâm'ın hadîsi daha tamamdır.

 

 

83-م 2 - (2730) وحدثنا عبد بن حميد. أخبرنا محمد بن بشر العبدي. حدثنا سعيد بن أبي عروبة عن قتادة؛ أن أبا العالية الرياحي حدثهم عن ابن عباس؛ أن رسول الله صلى الله عليه وسلم كان يدعو بهن ويقولهن عند الكرب. فذكر بمثل حديث معاذ بن هشام عن أبيه، عن قتادة. غير أنه قال "رب السماوات والأرض".

 

{M-83-2}

Bize Abd b. Humeyd de rivayet etti. (Dedikî): Bize Muhammed b. Bişr El-Abdî haber verdi. (Dedikî): Bize Saîd b. Ebî Arûbe, Katâde'den rivayet etti. Onlara da Ebû'l-Âliye Er-Rıyâhî, İbni Abbas'dan naklen rivayet etmişki:

 

Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu kelimelerle duâ eder; sıkıntı anında onları söylermiş... Râvi, Muâz b. Hişâm'ın babasından, onun da Katâde'den rivayet ettiği hadîs gibi rivayette bulunmuş; yalnız o: «Göklerle yerin Rabbi...» demiştir.

 

 

83-م 3 - (2730) وحدثني محمد بن حاتم. حدثنا بهز. حدثنا حماد بن سلمة. أخبرني يوسف بن عبدالله بن الحارث عن أبي العالية، عن ابن عباس؛ أن النبي صلى الله عليه وسلم كان، إذا حزبه أمر، قال. فذكر بمثل حديث معاذ عن أبيه. وزاد معهن "لا إله إلا رب العرش الكريم".

 

{M-83-3}

Bana Muhammed b. Hatim de rivayet etti. (Dedikî): Bize Behz rivayet etti. (Dedikî): Bize Hammad b. Seleme rivayet etti. (Dedikî): Bana Yûsuf b. Abdillah b. Haris, Ebû'l-Âliye'den, o da İbni Abbas'dan naklen haber verdi ki,

 

Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kendisini bir şey üzdüğü vakit şöyle buyururmuş...

 

Râvi, Muâz'ın babasından rivayet ettiği hadîs gibi rivayette bulunmuş; o hadîsdeki kelimelerle birlikte: «Kıymetli arşın Rabbi olan Allah'dan başka ilâh yoktur.» cümlesini ziyâde etmiştir.

 

 

İzah:

Bu hadîsi Buhârî «Kitâbu'd-Deavât»'da Tirmizi, Dua da tahric etmiştir.

 

Halim: Yumuşak huylu demektir. Bu kelimenin Allah'a ıtlakı mecazdır. Lazımı mânâsı murad edilmiştir. Ki, o da cezayı tehir etmektir.

 

Hadîs-i şerîf baş sıkıntısında çok okunması gereken tesirli hadîslerden biridir. Taberî : «Selef bununla duâ eder ve buna sıkıntı duası derlerdi.» diyor. Ebû Bekr-i Râzî'den bu hususta şöyle bir kıssa rivayet olunmuştur. Esbahanda Ebû Nâim'in yanında bulunuyor; ondan hadîs yazıyordum. Orada Ebû Bekr b. Âli namında bir şeyh vardı ki, fetva hususunda ona müracaat olunurdu. Sultana jurnal edilmiş; sultan kendisini hapsetti. Bir de rüyamda gördüm ki: Cebrail (Aleyhisselâm) sağ tarafına geçmiş, durmadan tesbihle dudaklarını kıpırdatıyor. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Selkm) de orada imiş. Bana: Ebû Bekr b. Alî'ye söyle de Buhârî'nin Sahîh'indeki sıkıntı duâsını okusun. Allah onun sıkıntısını giderir, buyurdu. Sabahleyin bunu kendisine haber verdim. Duayı okudu ve az sonra hapisten çıkarıldı. Hasan-ı Basrî de şunları söylemiştir: «Haccac bana adam gönderdi. Ben de maksadını anlayarak bu duayı okudum. Huzuruna çıktığım vakit:

 

  Vallahi! Seni öldürmek için istemiştim. Ama bugün sen bana şundan ve şundan daha makbulsün, dedi. Şunu da ilâve etti:

 

  Dile benden ne dilersen?»

 

Burada şöyle bir sual hatıra gelebilir, îbni Abbâs (Radiyalhhu anh)'ın okudukları duâ değil, zikirdir,

 

Bu sualin iki meşhur cevâbı vardır. Birincisi: Duaya zikirle başlanır. İkincisi: Süfyân b. Uyeyne'nin verdiği cevabdır ki: Sen Teâlâ Hazretlerinin bir kimseyi benim zikrimle meşgul olması, benden bir şey istemesine mâni olursa, ben ona bütün isteyenlere verdiğimin en kıymetlisini veririm, buyurduğunu bilmiyormusun? demiştir.

 

Ulemâdan bazıları bu zikirlerin fazileti sâdece büyük günahlardan sakınanlara mahsustur, demişlerse de Kaadî İyâd bu sözü doğru bulmamış, hadîsler umumîdir, demiştir. Nevevî de aynı kanaati izhar ederek: «Doğrusu bu hadîsler tahsis edilemez...» demiştir.